Açılış Sayfam Yap   Sık Kullanılanlara Ekle   

   Anasayfa          Künye          Yazar Girişi         Sitene Ekle         Arşiv
 
TORLAKONDAN - Konutlarda Can Güvenliği -1 - TÜRK FİLOZOF TORLAKON
   
 Konutlarda Can Güvenliği -1

Konutlarda Can Güvenliği -1
 Yazı Boyutu

 Tarih : 18.04.2013 - 22:33:32


Yukarıya doğru bakılırken kasılan boyundaki damarların baskılanması sonucu beyne yetersiz kan gidişi nedeniyle baş dönmesi olmakta ve bu da dengesizliğe yol açmaktadır. Dengeyi bulmaya çalışan kişi de, balkon korkuluk yüksekliğinin yetersiz olması ne

 

 
***Konutlarda Can Güvenliği -1***

(Bu bölümde Korkuluk Yüksekliği, Yangın ve Gaz Yoğunlaşması ele alınmıştır.)

Korkuluk Yüksekliği…

Günlük haberlere yansıyıp duran olaylardan biri de “Bir anlık dikkatsizlik sonucu” diye söze başlanan ‘balkon kazaları’dır. Aslında olayın nedeni dikkatsizlik değil de dengesizliktir. Ve bu dengesizliğe neden olan etmen de genellikle o anda yukarıya doğru bakılıyor olmasıdır. Yukarıya doğru bakılırken kasılan boyundaki damarların baskılanması sonucu beyne yetersiz kan gidişi nedeniyle baş dönmesi olmakta ve bu da dengesizliğe yol açmaktadır. Dengeyi bulmaya çalışan kişi de, balkon korkuluk yüksekliğinin yetersiz olması nedeniyle aşağıya düşmekten kurtulamamaktadır.

   Ülkemiz insanının boy ortalamasına göre bu yükseklik 110cm’den az olmaması gerekirken genellikle 90cm kadardır ve bunun da standartlara uygun olduğu belirtilerek savunmaya geçilir. Bu standardı savunanların göbek seviyesi 90cm’in altında olabilir. Oysa bu yazıyı okuyanların çoğunun göbek seviyesi 100’in üzerindedir. Dengesi bozulan bir bedenin ağırlık merkezi de, hareketin hızıyla orantılı olarak yukarıya doğru yükselecektir. Dolayısıyla balkon veya yangın merdiveni korkuluklarının yüksekliği 110cm’in altında olmamalıdır.

   Komşu konutun 7.katında bir kadıncağız vardı. Oldukça güçlü bir inancı ve vefası olan bu kadıncağız, alzaymır hastaları olan anne ve kaynanasına hiç bıkıp usanmadan ve herhangi bir yakınmada da bulunmadan bakıyor, altını temizleyip duruyordu. Günün birinde balkona serdiği çamaşırları mandalla tutturmaya çalışırken bir anda dengesini kaybederek aşağıya düştü. Onu koruyamayan korkuluğun yüksekliği de 90cm idi. Bahçe toprağına düştüğünde bedeninde çok hafif bir kımıldanma gözlenebildi. Yanına varıldığında yapılacak hiçbir şey kalmamıştı. Savcının gelmesi için saatlerce kızgın güneşin altında bekletilmişti zavallı kadıncağızın cesedi. Üzerine iki sayfa gazete örtülerek… Yaradanın “artık çilen doldu” diyerek ve bir dengesizlik bahane edilerek yanına aldığı düşüncesiyle teselli bulmaya çalıştım…

Yangın…

Taşıtlarda bulundurulma zorunluluğu ve denetimi de olduğundan ‘yangın tüpü’ mevcut edilir. Oysa konutlarda bu pek önemsenmez ve bulundurulma oranı da belki %1 bile değildir. Peki hâl böyleyken bir yangın çıkması durumunda ne akla gelebilir veya genellikle karşılaşılan manzara nedir diye baktığımızda:

   Telaşla bağrışılarak kapıya doğru koşulur; alev veya dumanlardan dolayı geri kaçılarak pencerelere yönelinir; birileri itfaiyeye(alo 110) haber vermiştir fakat ilerleyen zamanla birlikte artan alev ve dumanlar pencere kenarında durmayı bile imkânsız kılmaya başlar; insanlar kendilerini pencereden sarkıtmaya veya atmaya çalışırlar…

   Bir kenara tedbir olarak konmuş ip merdiven veya urgan filan da yoktur genellikle; alınıp da sarkıtılarak yere veya daha güvenli durumdaki alt katlara inilebilsin. Merdiven veya urgan kullanımı da her yaştaki insanın harcı olmadığı gibi, yüksekliğin artışıyla birlikte ortaya çıkan korku nedeniyle genellikle hipotalamus bezleri (http://www.torlakon.com/haberdetay.asp?ID=163) bedenlerdeki enerjiyi devre dışı bırakarak, tutunulan nesnenin elden sıyrılıp gitmesine yol açar. Dolayısıyla, yükseklik arttıkça düşme olasılığı da artar. Bunun için az buçuk eğitimli olmak veya düşüldüğünde ufak tefek kırıklarla atlatılabilecek yükseklikteki katlarda oturmak gerek…

   İtfaiye gelene kadar yangın veya dumanın şiddeti de artacağından, hava akımının durumuna göre daha güvenli olan yönlerdeki pencere veya balkonlara yönelinir. Burada ifade etmeye çalıştığımız durum tabi ki alt katlarda oluşan ve gelişen yangınlara ilişkin. Çünkü alev ve dumanların yayılımı öncelikle yukarıya doğru olacaktır. İlk tehdit de duman olarak gelecektir. Evlerde ‘gaz maskesi’ bulundurulma oranı ise binde bir bile değildir…

   Evlerde daimi olarak dolu bulundurulan su kovası olmayabilir fakat ıslak zeminlerin silinmesinde kullanılan plastik paspas kovaları hemen her evde mevcuttur. Alevler bize uzak fakat hızla duman istilasına maruz kalıyorsak; paspas kovasında ıslatıp şampuan veya sabunla köpürtülmüş bir havlu veya bezle, duman sızan kapı ve pencere kenarları hızlı bir şekilde silinirse, açıklıklardan giren duman engellenmiş olacaktır. Daha önce içeriye sızmış olan dumandan en az etkilenmek için de; ıslak bir havlu veya bezle yüzümüzü kapatarak soluk almamız gerek. Duman için olan bu uygulama, birçok kimyasal gaz için de yarar sağlamaktadır…

   Eğer yangın bizim bulunduğumuz yerde başlamışsa, sakin ve seri bir şekilde çul çuval gibi eşyaları kullanarak alevlerin üzerine sarıp daha fazla büyümesine fırsat vermeden söndürmeye çalışmalıdır. Yanıcı maddelerin ortamdan uzaklaştırılamadığı durumlarda su veya  Karbondioksit vs püskürterek ısıyı düşürmek de mümkün değilse, geriye sadece yakıcı madde olan havayı(Oksijeni) kesmek kalmaktadır…

Gaz Yoğunlaşması…

Evlerde kullanılan LPG(Tüpgaz) ve giderek daha çok yaygınlaşan Doğalgaz sızıntılarına karşı da duyarlı olunmalıdır. Tüpgaz, havadan daha ağır olması nedeniyle taban kısımlarda birikecek ve yol buldukça ilerleyerek en alt katın taban boşluğunda yoğunlaşacaktır. Havadan daha hafif olan Doğalgazda ise durum tersidir; üst katlara doğru ilerleyecek ve tavan boşluğunda yoğunlaşacaktır. Dolayısıyla, en alt ve en üst katlarda oturanlar en fazla duyarlı olması gerekenlerdir. Çünkü bir infilak durumu en çok onları etkileyecektir.

   Askerlik dönemimizde bizleri eğiten albaylarımız da çok önem verirlerdi ‘koku eğitimi’ne. İyi bir asker, 50m içindeki bir yılanın ve 100m’nin ötesindeki bir düşmanın kokusunu rahatça alabilmeliydi. Bu eğitimi öğrencilerime de aktarmaya özen gösterip durdum. Halen oturmakta olduğum binanın hem ilk yardım görevlisi hem de canlı koku dedektörü durumundayım; hangi evden tarhana kokusu geliyor, hangi evden ilaç kokusu yayılıyor, hangi evin kapısından evcil hayvan kokusu dağılıyor, hangi fıkara veya beceriksiz komşu devamlı olarak aynı yemeği pişiriyor…

   Gaz kokusu aldığımda ise hızla koşup tavan kapısını aralıyorum ve aşağıya doğru koklaya koklaya inerek hangi kattan geldiğini tespit edip, arıza gidericileri çağırtıyorum. Gecenin bir vaktinde gaz kokusu alıp da hiç yapılmayacak olan şey ise “n’oluyo yav?” diyerek elektrik düğmesine dokunmaktır. Böyle yapan bir kişi “GÜLÜMMPFH!!!” sesiyle birlikte kendini hemşirelerin veya zebanilerin önünde bulabilir…:-((
 

  Editör :  TORLAKON

9221 Kişi Tarafından Okundu.

Yazdır Yorum Ekle Tavsiye
 
1 2 3 4 5   Bu Habere Toplam 43 Puan Verildi
 Kaynak :  TÜRK FİLOZOF TORLAKON

 Kategori ¬ TORLAKONDAN

  Yorum ( 0 )   

Kayıtlı Yorum Bulunmuyor.

 

 Bu Kateoriye Ait Diğer Başlıklar

 
 
 

 Duyuru
  DEĞERLİ CANLAR MERHABA Torlakon ocağı, Türk Milletinin ve insanlığın bekâsı için tütmektedir. Nefesi olmak istiyorum, kâlbi vatan için atanın; sesi olmak istiyorum, toprakta kefensiz yatanın(TORLAKON)  

 
Henüz Haberlere Puan Verilmemiş..
 
Bugün için Haber Eklenmedi.
Bu Hafta içinde Haber Eklenmedi.
Bu Ay içinde Haber Eklenmedi.
 
 Takvim
 
 Ziyaretçi İstatistikleri
   
 Online : 1
 Bugün : 86
 Dün : 517
 Toplam : 1080446
 Ip No : 18.119.160.154
     
 
 Vatan Size Minnettar
 

 
 Son Haberler

Son 30 Gün içinde Haber Eklenmedi
 
 Popüler Haberler

Son 30 Gün içinde Haber Eklenmedi.
 
 Döviz Bilgileri

  Döviz Alış Satış
  Dolar 32.4551 32.5136
  Euro 20.9742 21.1131
 
 Hava Durumu



 
 Reklam



 

 



 
 

   © Copyright - 2008- TÜRK FİLOZOF TORLAKON - Tüm Hakları Saklıdır. 

TÜRK FİLOZOF TORLAKON

 Çilem.Net altyapısını kullanmaktadır.