Açılış Sayfam Yap   Sık Kullanılanlara Ekle   

   Anasayfa          Künye          Yazar Girişi         Sitene Ekle         Arşiv
 
TORLAKONDAN - Kapalı Ortam Hava Kalitesi ve Sağlığa Etkisi - TÜRK FİLOZOF TORLAKON
   
 Kapalı Ortam Hava Kalitesi ve Sağlığa Etkisi

Kapalı Ortam Hava Kalitesi ve Sağlığa Etkisi
 Yazı Boyutu

 Tarih : 28.03.2013 - 15:28:40


Kapalı ortamlar insanların zamanlarının yaklaşık 80-90ını geçirdiği konutlar, okullar, resmi binalar, kapalı spor salonları, eğlence yerleri ve taşıtlar gibi mekânlardır. Kapalı ortamlarda ısı, ışık, gürültü gibi faktörlerin yanı sıra ortam havasın

 

 

Kapalı Ortam Hava Kalitesi ve Sağlığa Etkisi 

 

 Kapalı ortamlar insanların zamanlarının yaklaşık %80-90'ını geçirdiği konutlar, okullar, resmi binalar, kapalı spor salonları, eğlence yerleri ve taşıtlar gibi mekânlardır. Kapalı ortamlarda ısı, ışık, gürültü gibi faktörlerin yanı sıra ortam havasının da burada yaşayan kişilerin sağlıkları, rahatları, verimlilikleri üzerine etkileri vardır. Ancak bu etkinin yeterince önemsenmemesinin nedeni, kapalı ortam hava kirliliği etkilerinin genellikle uzun sürede ortaya çıkması ve yaşamı ve sağlığı doğrudan ya da acil olarak tehdit etmemesidir.

 

 Kapalı ortamlarla ilgili sorunların tanımlanması 70'li yılların başındaki petrol krizi sonrası, enerji kısıtlamasının uygulandığı döneme rastlamaktadır. Benzin fiyatlarındaki artış ile enerjinin gideri yükseldikçe, enerji tasarrufu gündeme gelmiştir. 

 

 Bunun için binalarda havalandırmanın azaltılması yoluna gidilmiştir. Binalar, geçirgenliği hemen hemen hiç olmayan bir "kabuk" ile kaplanmış ve pencereler sürekli kapalı tutulmuştur. Bu dönemde doğal ürünlerden uzaklaşma başlamıştır. Ağaç, mermer ve doğal liflerin yerini sunta, sentetik lifler ve plastikler almıştır. Bu yeni ürünler petrolün son ürünleridir ve bunların çoğu kapalı ortam havasında dağılabilir ve birikebilirler. Nihayet bilgisayar çağı da bir başka sorun yaratmıştır. Bilgisayarların gelişmesi ve yaygın olarak kullanılmaya başlanması binaların ısı ve elektromanyetik radyasyon yükünü artırmıştır. Aynı zamanda bu ısı bina içindeki relatif (bağıl, nisbî, izafî, göreceli) nemin de azalmasına neden olmuştur.

 

 Dış ortam hava kirliliği (karbon dioksit, su buharı, ozon, formaldehit, uçucu organik bileşikler vb.), mikrobiyolojik etmenler (mantarlar, virüsler, bakteriler, mitelar, algler ve diğer alerjenler), radon ve elektromanyetik radyasyon da kapalı ortam havasını etkiler. Binalarda yaşayan kişilerin sigara içmek, yemek pişirmek ve temizlik yapmak vb. etkinlikleri sonucunda da bazı kimyasal maddeler ve partiküller kapalı ortam havasına eklenmektedir. Binanın kendisi, mobilyaları ve diğer malzemeleri partikül ve kimyasal maddelerin artmasına katkıda bulunmaktadır. Bu kirleticilerle tek tek uğraşmak için düzenlemeler yapmak, başarısız, pahalı ve yetersizdir. Ev içinde bilinen yüzlerce kimyasaldan etkilenim düzeylerini belirlemek çok zor bir iştir. Bu bileşikler arasındaki olası etkileşim bunu daha da güçleştirmektedir. Hâlâ ev içi hava kirliliğine neden olan maddelerden etkilenim hassas olarak ölçülememektedir. Ancak hava kirliliğine neden olan maddeler için geniş bir aralığı olan rehberler vardır. Bu tür rehberler incelenmeli ve her ülke için uyarlanmalıdır. Kapalı ortam hava kalitesi rehberinde belirtilen değerler aşırı duyarlı kişiler dışında hemen herkes tarafından kabul edilebilir değerlerdir.

 

   Kirleticiler ve Kaynakları :

Çok sayıda hava kirleticisi kapalı ortamlarda bulunmaktadır. Bunlar yerleşim yerlerine, binalardan binalara, hatta aynı ev içinde farklı odalarda bile değişiklik göstermektedir. Bazı kapalı ortam kirleticileri temel olarak dış ortamdan kaynaklanırken, bazılarının aynı zamanda ev içi kaynakları da vardır. Bunlar arasında havada asılı solunabilen parçacıklar, kükürt dioksit (SO2), azot dioksit (NO2), karbon monoksit (CO), fotokimyasal oksidanlar, kurşun ve bazı oksidanlar sayılabilir. Kapalı ortam kaynağı yoksa kapalı ortam/dış ortam konsantrasyon (yoğunlaşma) oranı 0.7-1.3 arasında değişmektedir.

 

 Karbon dioksit(CO2): Dış ortamda bulunan karbon dioksit miktarı 300-400 ppm arasındadır. Çağdaş, uluslararası iş yerlerinde izin verilen en fazla karbon dioksit miktarı 5000 ppm'dir. Ancak günümüzde genellikle kapalı ortamlarda 1000 ppm düzeyine geldiğinde o ortamda yaşayanlarda yakınmaların başladığı bildirilmektedir. Baş ağrısı, iştahsızlık, göz, burun ve boğaz irritasyonu, üst solunum yolu irritasyon (tahriş) belirtileri ortaya çıkmaktadır.

 

 Karbon monoksit(CO): Bina içindeki karbon monoksitin ana kaynağı binaların çevresinden içeriye giren eksoz dumanları ve havalandırma sistemi iyi olmayan ocaklardan yayılan dumanlardır. Sigara içmeye bağlı olarak az miktarda oluşmaktadır. EPA ve DSÖ tarafından önerilen değer: 8 saatlik 9 ppm, 1 saatte en fazla alınabilecek doz ise 25 ppm olarak belirlenmiştir.

 

 Uçucu Organik Bileşikler: Bunlar irritan, nörotoksik ya da kanserojen özellikte olabilirler. Sudaki klordan evde kullanılan cilaya, dış ortam havasından, ayakkabı boyasına kadar birçok nedenle ev ortamına girebilmektedir. Ev dışında kullanılan pestisitler (böcek öldürücüler) konut ortamına girebildiği gibi, konut içerisinde kullanılan pestisitler de tehlikeli partiküllerin oluşumuna yol açabilirler.

 

 Nikotin: İngiltere'de uzun dönemli etkilenimde izin verilen miktar 500 mg/m³, kısa dönemli (10 dak) etkilenim için izin verilen miktar ise 1500 mg/m³ tür.

 

 Formaldehit: Endüstride yaygın olarak kullanılmaktadır. Urea formaldehit resinleri, bina endüstrisinde kullanılmaya başlandıktan sonra ev içi kirleticiler arasına alınmıştır. Yer döşemesi, duvar ve tavan için kullanılan preslenmiş ahşap ürünlerinde (sunta) ve laminatların yapıştırılmasında sıklıkla formaldehitli yapıştırıcılar kullanılmaktadır. Prefabfik evler gibi havalanması iyi olmayan evlerde yaşayan insanlar, çok yüksek oranda urea formaldehit izolasyon materyali ile karşı karşıya kalmaktadır. DSÖ’nün önerdiği, 0.065 ppm kapalı ortam için kabul edilebilir değerdir.

 

 Radon: Radon ve yıkım ürünleri genel nüfusun yıllık toplam alfa radyasyon maruziyetinin temel kaynağıdır. Kapalı ortamlarda radon maruziyetinin temel kaynağı bölgenin coğrafik yapısına, binanın yapı malzemesine ve izolasyon sistemine göre değişmektedir. Evler için izin verilen en yüksek değer 200 Bq/m³'dür.

 

 Odun Dumanı: Ocak ve şöminelerden çıkan odun dumanının içerisinde çok sayıda toksik madde bulunmaktadır. Bunlar arasında aset aldehit, asetik asit, alüminyum, kalsiyum, karbon monoksit, klor, formaldehit, hidrokarbonlar nitrojen oksitler, fenoller, kükürt oksitler sayılabilir. Bazı çalışmalar gelişmekte olan ülkelerde odun dumanına maruziyet ile kronik akciğer hastalıkları arasında belirgin bir ilişki olduğunu göstermektedir. Odun yanma ürünlerinin üst solunum yollarında güçlü irritan etkisi vardır.

 

 Asbest: Asbest, ısıya dayanıklı lifler halinde ayrışma özelliği gösteren hidrosilikat mineral grubunu içermektedir. İnşaat endüstrisinde, ısı yalıtımında, sürtünmeye direnci azaltmak için kullanılır. Gastrointestinal sistem ve akciğerlerde kansere ve akciğerlerde asbestos olarak adlandırılan fibröz hastalığa yol açmaktadır. Asbest için izin verilen en yüksek doz 1 lif/cm³ tür.

 

 Kurşun: Konutlardaki kurşun konsantrasyonu, çevre havasının özellikle egzos gazları ile kirlendiği durumlarda, duvarların kurşunlu boya ile boyandığında ve kurşunlu maddelerle kaynak yapıldığında artmaktadır. Kurşun, içme suyu, yiyecek ve havadaki tozlar aracılığı ile insan vücuduna girebilmektedir.

 

 Ev tozları: Ev tozunda, yiyecek ve yiyecek hazırlama artıkları, insan ve hayvanların kıl ve deri döküntüleri, dokuma lifleri, mobilya ve inşaat malzemesi döküntüleri, temizleyiciler bulunmaktadır. Evlerde aerosollerin (püskürtülerin) kullanımı özellikle tehlikeli olabilmektedir. Aerosollerin içindeki maddelerin çoğu doğrudan temas ya da solunum yoluyla alındığında toksik (zehirleyici) etki yapmaktadır. Ev içerisinde aerosol kullanımından kaçınmalı, aerosoller ancak iyi havalandırılan ortamlarda kullanılmalıdır. Yüksek ısıda yemek pişirilmesi, polinükleer aromatik hidrokarbonlar, heterosiklik aminler gibi karsinojenik (kanser yapıcı) bazı maddelerin konut ortamına geçmesine neden olmaktadır. Bu nedenle pişirme ısısının azaltılması, ortamın iyi havalandırılması ve pişirme sırasında aspiratör kullanılması ile bunlar en aza indirilebilir.

 

 Biyolojik kirleticiler: Konut ortamında mantar ve sporları, toksinleri, bakteriler, virüsler, böcek ve akar (mite-mayt) dışkıları, hayvan atıkları, bitkilerden kaynaklanan polenler patojen (hastalık yapıcı), toksik ve alerjik etki yapabilirler. Nem kontrolü ve temizlik, bunların oranını büyük ölçüde düşürmektedir. Aşırı kalabalık ortam ve kötü yaşama koşullarına bağlı olarak aynı kapalı ortamı paylaşan kişilerde hastalıkların yayılımı daha kolay olmaktadır.

 

 Küfler: Çok az sayıda ülke, sistematik olarak hangi evlerde küf oluştuğunu bildirmektedir. Bu özellikle izolasyonu iyi yapılmış, merkezi ısıtmalı evlerde daha büyük sorun oluşturur.

 

 Dünya Sağlık Örgütü'nün kentsel çevre sağlığı raporunda azot oksit, karbon monoksit, radon, formaldehit, sigara dumanı, mineral lifleri ve kükürt dioksit gibi hava kirleticilerin kapalı ortamların etkili havalandırma yöntemleri ile azaltılması ile bazı solunum sistemi hastalıkları, entoksikasyon (zehirlenme) ve kanserlerin azaltılabileceği bildirilmiştir. Şöminelerde fosil yakıtların yakılması vb. ile ortaya çıkan çok çeşitli hava kirleticilerinin çeşitli sorunlara yol açacağı düşünülmektedir. Yetersiz havalandırma ile de bu risk daha da artmaktadır.

 

 Güvenilir kapalı ortam hava kalitesini belirlemek için ilk basamak, bu alanları uygun havalandırmamaktır. Kabul edilebilir düzeyde kapalı ortam hava kalitesi için ventilasyonu en az gereksinim olarak belirlemelidir.

 

 Havalandırma hızının belirlenmesi, yerleşim yerine ve bu alanda yürütülmesi tahmin edilen aktivitelere dayandırılmaktadır. 100m²’ye düşen kişi sayısı da en fazla 7 olmalıdır. Bu standart, ev içi hava kalitesi için gereklidir.

 

 Bu değerler, karbon dioksit ve diğer kirleticileri kontrol etmek için seçilmiştir. Bu ortamda değişik düzeylerde hareket olduğu ve orta derecede sigara içildiği kabul edilmiştir. Bundan başka dış ortam havasının ısısı dikkate alınmaksızın, bu alanın tüm zamanlarda dolu olduğu da kabul edilmiştir.

 

Hazırlayanlar:

Uzman Dr. Songül Vaizoğlu, Hacettepe Üniv. Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı

Yrd. Doç Dr. Faruk Tekbaş, GATA Halk Sağlığı Anabilim Dalı

Dr. Didem Evci, Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müd.

 

Günün sözü: Sağlıklı kalmak veya olmak isteyen akıllı kişi önce soluduğu hava konusunda seçici davranır.(Torlakon)
 

  Editör :  TORLAKON

4073 Kişi Tarafından Okundu.

Yazdır Yorum Ekle Tavsiye
 
1 2 3 4 5   Bu Habere Toplam 50 Puan Verildi
 Kaynak :  TÜRK FİLOZOF TORLAKON

 Kategori ¬ TORLAKONDAN

  Yorum ( 0 )   

Kayıtlı Yorum Bulunmuyor.

 

 Bu Kateoriye Ait Diğer Başlıklar

 
 
 

 Duyuru
  DEĞERLİ CANLAR MERHABA Torlakon ocağı, Türk Milletinin ve insanlığın bekâsı için tütmektedir. Nefesi olmak istiyorum, kâlbi vatan için atanın; sesi olmak istiyorum, toprakta kefensiz yatanın(TORLAKON)  

 
Henüz Haberlere Puan Verilmemiş..
 
Bugün için Haber Eklenmedi.
Bu Hafta içinde Haber Eklenmedi.
Bu Ay içinde Haber Eklenmedi.
 
 Takvim
 
 Ziyaretçi İstatistikleri
   
 Online : 2
 Bugün : 450
 Dün : 486
 Toplam : 1083002
 Ip No : 18.217.116.183
     
 
 Vatan Size Minnettar
 

 
 Son Haberler

Son 30 Gün içinde Haber Eklenmedi
 
 Popüler Haberler

Son 30 Gün içinde Haber Eklenmedi.
 
 Döviz Bilgileri

  Döviz Alış Satış
  Dolar 32.4527 32.5111
  Euro 20.6660 20.8029
 
 Hava Durumu



 
 Reklam



 

 



 
 

   © Copyright - 2008- TÜRK FİLOZOF TORLAKON - Tüm Hakları Saklıdır. 

TÜRK FİLOZOF TORLAKON

 Çilem.Net altyapısını kullanmaktadır.