Açılış Sayfam Yap   Sık Kullanılanlara Ekle   

   Anasayfa          Künye          Yazar Girişi         Sitene Ekle         Arşiv
 
TORLAKONDAN - BAŞBAKAN ÜÇ HECE - TÜRK FİLOZOF TORLAKON
   
 BAŞBAKAN ÜÇ HECE

BAŞBAKAN ÜÇ HECE
 Yazı Boyutu

 Tarih : 23.07.2012 - 10:08:37


Türkiye Cumhuriyeti siyasi hayatına baktığımızda, çok partili döneme girildikten sonra ve geçiş dönemleri ile emânetçiler dışında kalan başbakanların soyadlarının hep üç heceli olduğunu görürüz. Soyadları üç heceli olanlar(Demirel, Ecevit, Erbakan)

 

     BAŞBAKAN ÜÇ HECE

   Başındaki bir kılın ağarmasına bile engel olamayan Âdemoğlu, bu fâni dünyada sığınabileceği sağlam ve güçlü bir dayanak arar:

* Köydeki marabanın sığınağı ağadır; “En büyük benim ağam, başka büyük yok!” der.

* Ülkedeki vatandaşın sığınağı başbakandır; “En büyük benim başbakanım, başka büyük yok!” diye bağırır.

* Dünyadaki kulun sığınağı Tanrı’dır; “En büyük benim Tanrı’m, başka büyük yok!” diye yalvarıp yakararak niyaz eder.

* Tekkedeki dervişin sığınağı şeyhtir; “En büyük benim şeyhim, başka büyük yok!” der, yürümekte bile zorlanan şeyhini uçurmaya çalışır…

   Sığınak her neresi olursa olsun, haykıran mültecinin dili, yüreği ve bedeni, bir bütün halde(senkronize) hareket edebilirse eğer “cezbelenme” söz konusu olacak, artı güç(sinerji) oluşacak, gözler başka şey görmeyecek, akıllar da baştan gidecek, yer gök titreyecektir…

   Başbakan sığınağı için örneklendirecek olursak:

Başbakan sözcüğü üç hecedir ve başbakanlar da soyadlarıyla anılır, haykırılır; “BAŞ BA KAN, GER GE DAN! BAŞ BA KAN, GER GE DAN!” gibi…

   Dolayısıyla; başbakan olmayı hedefleyen şahsiyetin, önderlik gerektiren özelliklerin yanı sıra, soyadının da üç heceli olması gerekmektedir.

Şöyle haykırılan soy adları var sayalım:

“Baş ba kan, Bit!” hiç olacak şey mi?!

“Baş ba kan, Pi re!” bu da hiç olacak gibi durmuyor!

“Baş ba kan, Tah ta ku ru su oğ lu!” söyleme zorluğunu bırak, adı bile uyuz edip kaşındırmaya yetmekte…

“Baş ba kan, Çe kir ge!” aha işte bak bu olur; “Hoplayıvir çek kir ge! Zıplayıvir çek kir ge! Altı kere git, yedi kere gel çek kir ge! Bıdi bıdi bıdi bıdi çek kir geee!...”

   Türkiye Cumhuriyeti siyasi hayatına baktığımızda, çok partili döneme girildikten sonra ve ‘geçiş’ dönemleri ile ‘emânetçiler’ dışında kalan başbakanların soyadlarının hep üç heceli olduğunu görürüz.

   Örnek olarak ‘geçiş’ dönemlerinden biri olan 80 darbesi sonrasında, tek heceli olan Calp(Necdet) soyadı ile iki heceli olan Sunalp(Turgut) tutmamış fakat yine iki heceli olan Özal(Turgut) tutmuştur. Çünkü ortada soyadı üç heceli olan aday zâten yoktur. Ayrıca; yukarıdaki çekirge örneğinde olduğu gibi, Özal’ın balarısını simge olarak kullanması da şansını ve kalıcılığını artırmıştır. Muhâlefet her ne kadar “Bal arısı değil, eşek arısı yâhu o!” deyip durmuş olsa da…

   70’li Yılların önde gelen parti başkanları arasında, soyadları üç heceli olanlar(Demirel, Ecevit, Erbakan) çeşitli kereler başbakan olabildikleri halde, diğerleri(Türkeş, Edibali, Feyzioğlu vs) olamamışlardır…

   Günümüze geldiğimizde ise kâidede değişiklik görülmemektedir:

Üç heceli Erdoğan rakipsizliğini sürdürmektedir. Cumhurbaşkanı olduğu takdirde, yerine yine üç heceli ve sabetayist kimlikli birinin getirilmesinin hesaplandığı, ortada dolaşan bilgiler arasında…

   70’li Yıllarda olamadığı başbakanlıktan 80’li yıllarda da uzak kalan Alparslan Türkeş’in adı ve soyadı yer değiştirmiş olsaydı, durum hayli farklı olurdu; “Baş ba kan, Al pars lan! Baş ba kan, Al pars lan!”… Yek vücut olarak onbinlerce kişinin böyle haykırışlarla oluşturduğu sinerji ortalığı titretir, umutları da katlardı… Peki O’nun mirâsını devralmış olan Devlet’in soyadı üç hece(Bahçeli) olduğu halde niçin umut olamıyor, başbakan olamıyor? Çünkü O olmak istemiyor da ondan. Eğer O’nun ülkeyi yönetmek gibi bir ülküsü olsaydı, milletin değer verdiği şahsiyetleri kucaklar, dışlamazdı. O, bu kadarlık saltanat bana yeter izlenimi vermekte. Öte yandan ciddî muhalefet de edememekte; başbakanın başına bir hal gelmesinden endişe edip durmaktadır. Çünkü durum oldukça ciddîdir; Potamyalılar giderse eğer, parti ve ülke yönetimi Mezopotamyalıların eline geçecektir!…

   Atatürk’ün kurmuş olduğu ve Türkiye Cumhuriyetini de kuran partideyse durum içler acısıdır. Anamuhâlefet partisi durumundaki “yeni”CHP, Türkiye Cumhuriyetinin tasfiyesi ve bütünlüğünün bozulması durumuna “İstemem amma, yan cebime koyun!” tarzında tavır sergileyip, o yönde politikalar ortaya koymaktadır. Bu partide yönetim değişikliği olur olmaz “Gerçek Atatürkçüler, CHP barajı aşamasın diye dua edecekler!” diye uyarmıştım. Bâzıları yeni yeni uyandı ve duaya başladılar…

   Ha! Duyduğuma göre ‘bayan’ bir cumhurbaşkanı adayı önerecekmiş “yeni”CHP… Eğer bunlar Türkiye Cumhuriyetinin bekâsından ve ülke bütünlüğünden yanaysalar, Atatürk’ün yolundaysalar, aday olarak saygın Banu AVAR’ı önersinler de görelim!...

   Ee, sonuç olarak, demek ki neymiş; başbakan olma niyetinde olanların soyadları üç heceli olmalıymış! Mümkünse, başbakan sözcüğüyle uyumlu(Başhakan gibi) üç hece…

“Baş ba kan, Ka rın ca! Baş ba kan, Ka rın ca!” bu olur!

“Baş ba kan, Ker ten ke le! Baş ba kan, Ker ten ke le!” bak bu olmaz!

“Baş ba kan, Pey gam ber de ve si! Baş ba kan, Pey gam ber de ve si!” aha bu da olabilir! Üç hece ölçüsünü ikiye katlıyor da olsa mâlûm, din tüccarlığının, riyakârlığın ve ikiyüzlülüğün zirve yaptığı zamandayız. Magazin dansözleri, avrat kılıklı adamlar, gazeteci kılıklı Allahsız oriyental madamlar bile iki de bir umre yolculuklarında boy gösterip fiyatlarını katlaya katlaya artırıyorlar. Yüzsüzlük ve sahtekârlık, havayı koklayan merkebin dişleri gibi sırıtmakta… Milleti dininden imanından da soğuttular. “Bugüne kadar lâikler yiyordu, şimdi sıra bizde!” sesleri duyuluyor oradan buradan…

Koca Yunus’un 700 yıl öncesi söylediği;

“Ben dervişim diyenler, haramı yemeyenler,

Haramın yenmediği, ele girince imiş.” sözleri tezâhür ediyor.

Devenin sidiğini bile içtiler, dışkısını yemeye az kaldı.

De diyelim?... Âfiyetler olsun…

"Her değerin her devirde istismarcıları olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Bu değerlerin en başında da din gelmektedir. İstismarcıların başarısı, halkın aptallığıyla doğru orantılıdır."(Torlakon öğretisi)

   Öte yandan, “Benim ödediğim vergilerle lüks arabalarla gezip, benim ölmeme göz yumup, öldürmeme izin vermeyen zevatlar artık uyanın! Sen rahat uyuyasın diye sırtımda 40 kilo yük, aklımda vatanım dağlarda geziyorum…” diyen Mehmetçiklerin şehâdet haberleri üçer beşer gelmeye ve yüreklere kor düşürmeye devam ediyor. Otuz yıldır “Terörle mücâdelemiz kararlılıkla sürecek!” diyen yöneticilerin, hoşaf soğutmayı ve ‘baş sağlığı memurluğu’ yapıp durmayı sürdürmeleri de… Sizin kararlılığınızın üstüne ishal it ötürsün emi!...

“Onun bunun kanunlarıyla yönetilen bir ülkede, onun bunun adamları da çoğalır çocukları da.”(Torlakon öğretisi)

“Herkes insan değildir. İnsan, cana yapılan haksızlık kendisine yapılmış gibi tepki veren canlıdır.”(Torlakon öğretisi) 
 

  Editör :  TORLAKON

3800 Kişi Tarafından Okundu.

Yazdır Yorum Ekle Tavsiye
 
1 2 3 4 5   Bu Habere Toplam 235 Puan Verildi
 Kaynak :  TÜRK FİLOZOF TORLAKON

 Kategori ¬ TORLAKONDAN

  Yorum ( 0 )   

Kayıtlı Yorum Bulunmuyor.

 

 Bu Kateoriye Ait Diğer Başlıklar

 
 
 

 Duyuru
  DEĞERLİ CANLAR MERHABA Torlakon ocağı, Türk Milletinin ve insanlığın bekâsı için tütmektedir. Nefesi olmak istiyorum, kâlbi vatan için atanın; sesi olmak istiyorum, toprakta kefensiz yatanın(TORLAKON)  

 
Henüz Haberlere Puan Verilmemiş..
 
Bugün için Haber Eklenmedi.
Bu Hafta içinde Haber Eklenmedi.
Bu Ay içinde Haber Eklenmedi.
 
 Takvim
 
 Ziyaretçi İstatistikleri
   
 Online : 2
 Bugün : 95
 Dün : 132
 Toplam : 1079675
 Ip No : 18.216.114.23
     
 
 Vatan Size Minnettar
 

 
 Son Haberler

Son 30 Gün içinde Haber Eklenmedi
 
 Popüler Haberler

Son 30 Gün içinde Haber Eklenmedi.
 
 Döviz Bilgileri

  Döviz Alış Satış
  Dolar 32.4049 32.4632
  Euro 20.9184 21.0570
 
 Hava Durumu



 
 Reklam



 

 



 
 

   © Copyright - 2008- TÜRK FİLOZOF TORLAKON - Tüm Hakları Saklıdır. 

TÜRK FİLOZOF TORLAKON

 Çilem.Net altyapısını kullanmaktadır.