Açılış Sayfam Yap   Sık Kullanılanlara Ekle   

   Anasayfa          Künye          Yazar Girişi         Sitene Ekle         Arşiv
 
TORLAKONDAN - Hımmm... Yangını cinler çıkarmış() - TÜRK FİLOZOF TORLAKON
   
 Hımmm... Yangını cinler çıkarmış()

Hımmm... Yangını cinler çıkarmış()
 Yazı Boyutu

 Tarih : 26.07.2008 - 20:33:25


Almanyanın Ludwigshafen kentinde 3 Şubat 2008de meydana gelen ve 9 Türkün yaşamını yitirdiği yangın dosyası rafa kaldırıldı.

 

Yangın soruşturmasını sürdüren Frankenthal Savcılığı, dün yaptığı açıklamada, yangın dosyasının resmen kapandığını bildirdi. Savcılıktan yapılan açıklamada, yangınla ilgili olarak yürütülen soruşturma kapsamında 200’den fazla izin incelendiği ve 120 tanığın dinlendiği bildirildi.

Soruşturmayı sürdüren Savcı Lothar Liebig, yangın sırasında görev yapan 164 itfaiye, polis, kurtarma ekipleri ve diğer görevlilerin yazılı ifadelerini alırken, yangınla ilgili yüzlerce resim, video görüntüsünün incelendiğini açıkladı. Açıklamada şöyle denildi: "Tüm bu incelemelerin yanında soruşturma kapsamında yangında görev yapan eğitilmiş köpekler ve teknik elemanlardan yararlanıldı. 4 ayrı kuruluştan uzman ekiplerin raporları incelendi.

Sonuç olarak yangının bodrum katındaki merdivenlerden çıktığı tespit edilmiştir. Yangına ne elektrik, ne teknik bir hata, ne de kundaklanmanın neden olduğu anlaşıldı. Yangın bodrum merdivenlerinde bilinmeyen bir şekilde oluşan bir kıvılcımla içten içe yanarak yayıldı. Binanın mimarı yapısı dikkate alındığında ahşap olan binayı alevler bir anda sardığı belirlenmiştir." Savcılık, ileriki zamanlarda yangına neden olan bir bulguya rastlanılması halinde, soruşturmanın tekrar açılabileceğine de açıklamasında yer verdi.

Mustafa BORAK/LUDWIGSHAFEN (Hürriyet)
 

GEL HELE GARDAAAŞ!...

"İnsan; cana yapılan haksızlığı kendine yapılmış gibi tepki veren canlıdır."(Torlakon öğretisi)

“Vatan; doğduğun değil, doyduğun yerdir” dediler.

Bu yurdun gariplerine Almanya’nın, Hollanda’nın, Belçika’nın yolunu gösterdiler.

Avrupa “zalım gurbet” idi. Alamanya “acı vatan”...

Ekmeği kirliydi, kanlıydı, zehir gibiydi.

Anadolu’nun kuru soğanını özletti;

Gün gün, hafta hafta, yıl yıl.

İle küne rezil olmayalım diye utancından geri dönemedi gidenler.

Gurbetin acı ekmeğini, hasret ateşinde kavurup yediler yıllarca.

Umutlarını hep gelecek senelere ertelediler.

Katlandıkları çile birgün bitecek;

Çorum’a, Isparta’ya, Antep’e dönecek;

Öz vatanlarında kendi işlerini tutacaklardı.

Fakat aradan kırk yıl da geçse, beklenen gün bir türlü gelmiyordu.

Çünkü çileli gurbetin bereketi de yoktu.

Emeğin karşılığı, geldiği gibi gidiyordu.

Yıllar birbirini kovalasa da yine,

Olmayan haber iyi haberdi.

Ve o kötü haberler de peşpeşe geldi;

Gariplerimizin ölülerini önce kadavra yapıp maskara ederler,

Ardından da yakarlarmış. Hem de 500 Euro bedel alarak.

Küllerini de hristiyan mezarlığına gömerlermiş.

Dirisi de garip gurbetçimizin, ölüsü de…

Oysa biz bugünlere de hep yana yakıla gelmedik mi?

Dostluk gösterdiklerimizden hep düşmanlık bulmadık mı?

Biz onları insan sandık!

Böyüklerin aklına kandık!

Fakat pek yaman aldandık!

Sarıkamış'ta donduk, Çanakkale'de kavrulup yandık!

Balkanlar'da, Filistin'de, Yemen'de lime lime doğrandık!

Bir daha şahit olduk ki; Türk'e Türk'ten başka dost yok!

Gel hele gardaaaş! Gel hele soydaaş! Gel hele ey şirin can!

Bu alemde aptala acıyan son kişi 1972'de ölmüş, artık yok!!!

Ve bir daha gördük ki; asalaklar, kendilerini taşıyanların kanlarını emerek teşekkür ediyor!

Kendi aklına hakim olamayanlar, başkalarının aklına mahkum oluyor!

Kendi yurduna sahip çıkamayanlar, Vatan! Bayrak! Namus! diye ağlayıp duruyor!...

. . .

Dert yanıyorduk;

"Gariplerimizin kadavraların yakıyorlar!" diye.
Bir de gördük ki;

Dokuz tane canımızı diri diri yakıyorlar.

Duvarlara:

"Pis Türkler'in kökünü kazıyın!" yazmışlar;

Hamamı ve helayı bizden öğrenmeden önce,

Bit pire içinde çürüyüp sokağa pisleyenler.

Ateşe vermişler canlarınızı; 

Ellerini oğuşturup seyrediyorlar.

"İşte uzun zamandır özleyip beklediğimiz mutlu görüntü." diyorlar.

Başkalarının terleri ve kanları üzerinde hayat süren asalaklar,

Vahşete susamışlar...

İnsanlığın hesabını soracak bir nesli ortada göremeyince,

İpten kazıktan kopmuş saldırıyorlar...

Alp Er Tunga bu Dünya'dan göçeli çok olmuş.

"Ben ve Milletim Tanrı'nın Kırbacıyız.

Tanrı, Kendi Yolundan Çıkanları Cezalandırmak İçin Bizi Gönderir."

diyen Atilla'nın neslini dört gözle arıyor Dünya.

Arıyor Afganistan.

Arıyor Doğu Türkistan.

Arıyor Afrikalı, Kızılderili kardaşlar.

Arıyor Irak, Filistin, Bosna, Çeçenistan...

Nerdesin Ey! Atilla'nın, Alparslan'ın, Alperenlerin nesli!

NERDESİN!!!...

Entürk Alperhan TORLAKON


  Editör :  TORLAKON

3565 Kişi Tarafından Okundu.

Yazdır Yorum Ekle Tavsiye
 
1 2 3 4 5   Bu Habere Toplam 10 Puan Verildi
 Kaynak :  TÜRK FİLOZOF TORLAKON

 Kategori ¬ TORLAKONDAN

  Yorum ( 0 )   

Kayıtlı Yorum Bulunmuyor.

 

 Bu Kateoriye Ait Diğer Başlıklar

 
 
 

 Duyuru
  DEĞERLİ CANLAR MERHABA Torlakon ocağı, Türk Milletinin ve insanlığın bekâsı için tütmektedir. Nefesi olmak istiyorum, kâlbi vatan için atanın; sesi olmak istiyorum, toprakta kefensiz yatanın(TORLAKON)  

 
Henüz Haberlere Puan Verilmemiş..
 
Bugün için Haber Eklenmedi.
Bu Hafta içinde Haber Eklenmedi.
Bu Ay içinde Haber Eklenmedi.
 
 Takvim
 
 Ziyaretçi İstatistikleri
   
 Online : 1
 Bugün : 275
 Dün : 284
 Toplam : 1076546
 Ip No : 34.229.17.20
     
 
 Vatan Size Minnettar
 

 
 Son Haberler

Son 30 Gün içinde Haber Eklenmedi
 
 Popüler Haberler

Son 30 Gün içinde Haber Eklenmedi.
 
 Döviz Bilgileri

  Döviz Alış Satış
  Dolar 32.2854 32.3436
  Euro 21.2798 21.4207
 
 Hava Durumu



 
 Reklam



 

 



 
 

   © Copyright - 2008- TÜRK FİLOZOF TORLAKON - Tüm Hakları Saklıdır. 

TÜRK FİLOZOF TORLAKON

 Çilem.Net altyapısını kullanmaktadır.